1 Ocak 2009 Perşembe


20. Manyak değiliz ya, bizi doğrulayan, onaylayan bir deus ex machina (işleri ansızın yoluna koyuveren tanrısal müdahale) olsaydı eğer, sinik olmayacaktık. McLuhan Coca Cola makinesinin arkasından fırlayıverseydi, Zart Arn bizi çağırsaydı, diz çöktüğümüzde vahyi gerçekten duyabilseydik.. Bir sürü "keşke". Kaybettiğimiz (mugalataya yenik düştüğümüz ya da mugalatayla suçlanarak duymazdan gelindiğimiz, ya da düpedüz haksız olduğumuz) her tartışmadan sonra McLuhan'ın ortaya çıkmasını, Marx'ın hayaletini, Freud'un öbür dünyadan gelen sesini, herkesin duyabileceği (tercihan televizyondan yayınlanan) bir vahyi arzuladık. Bizden büyükçene bir oğlanın kabadayılığına boyun eğerken, "fezanın kendisini imha eden kuvveti" kullanacağımız günü bekledik.
21. Bizim gibilerin objet petit a'ya verdiği cevap bu işte: Megalomani ve sinizm. Objet petit a her zaman "o zaman ve orada"dır. "Bugün ve burada" yapılabilecek hiçbir şey, o arzuyu asla tatmin edemez. Gerçek ihtiyaçlar ve isteklerse tehlikelidir. Çünkü tatmin edilebilirler ya da tatmin edilmeyebilirler (ama asla "her zaman" ve "asla" değil; her zaman için "gösterilip de veirlmemiş olma" hissi orada olacaktır.) Ulaşılamaz arzuda ise böyle bir tehlike yoktur. Gösterilmiş birşey yoktur ki verilsin...